19 Haziran 2009 Cuma

Oita ve Onsen Part 2

RÖH.Part-1 den beri 8 ay geçmiş.Yuh diyorum.Neyse nerde kalmıştık.En son Oitadaydık di mi.Devam Edelim, çalsın sazlar..

2.GÜN:

Hava normalde soğuk olmasına rağmen ilk gece yatmadan once pencereyi açtık odada.Hem zaten 4 ayı kalıyorduk odada, hem de ısıtıcı, kaloroyfer aletleri cayır cayır çalıştığından anında afagan bastırıyordu.Neyse yer yataklarına yattık, uyumaya çalıştık.Amma velakin uyuyamıyorduk, çünkü neden? Çünkü David ayısı devamlı konuşuyordu.Yok "o öylemiymiş" yok "bu böylemiymiş" "hıhı" "evet abi bencede" dememe rağmen adam susmadı uzun süre.En son türk isimlerini saymaya başladı."Ahmet, Hasan, Ayşe, Pelin, Satılmış, Özkan türklerde amma çok isim var inanilmaz yeeaa" diye sayıklarken ben de o arada uyumuşum..

Sabah oldu.Açık pencerenin Türk arkadaş bünyesi üzerinde yaptığı soğutucu etkiden dolayı adam bütün gece horlamış hatta horlamayı geç, böğürmüştü.Ondan dolayı bok gibi uyumuş, bi de yer yatağı da rahatsız etmişti (sert falan).Neyse kalktık ama kalktığımız saat kahvaltı saatini çoktan geçtiğinden aç bilaç napsak diye düşünüyorduk.Sonra baktık ki otobüslerin kalkmasına da az bir zaman kalmış, dedik yolda alırız bişeyler, atıştırırız.Giyindik çıktık.İşte bu noktadan sonra hayatımda gördüğüm en komik sahnelerden biri yaşanacaktı.

Efendim şimdi, ben ve 2 türk arkadaş ve bir David bindik asansöre.6. kattan ineceğiz 1. kata.Asansör de biraz küçük olduğundan anca sığdık 4 kişi. Sonrasında asansör inerken 3. katta durdu, kapı açıldı, karşımızda türk arkadaşın eski çinli sevgilisi duruyordu.Bizim sıkış fıkış vaziyeti görünce önce bi duraksadı "binsem mi binmesem mi" diye bocalarken, biz de iyice sıkışarak ona yer açtık hemen, o da "bineyim bari" diye hamle yaptı..adımını attı içeriye doğru..ama asansör kapısı kapanmaya başladı.. (herşey slow motionda oluyor) tabi bu çinli arkadaş göremedi bir an kapının kapandığını ve çok gürültülü bir şekilde kafayı asansör kapısının arasına sıkıştırdı\vurdu! ashuhsa çıkan ses harbiden ürkütücüydü, o kafadan o kadar gürültülü bir sesi nasıl çıkarttı uzun süre kafa patlattık ama anlayamadik tabi.

Bunda gülüncek ne var demeyin harbi komik bi sahneydi.Neyse vaziyet kötü.Hatun açısından bakarsak, eski sevgilisiyle karşılaşıyorsun, sonra böyle gergin bir ortam oluşacakken asansöre kafa atıyorsun falan.Tabi çinli kızımız rezil oldum düşünceleri içindeyken bir yandan da alnında yumurta şeklinde şişlik de oluşmaya başlıyordu.Fena , çok fena yani huehauh tabi bi yandan da ben gülmemek için dudaklarımı ısırıyorum, elimle ağzımı kapıyorum falan ama yine de bi kaç "tıssspp" sesleri falan ister istemez çıkartıyorum ahuauhas.feci komikti.

şimdi üstünden 4 ay geçtiğinden ince detayları tam hatırlamıyorum.Otobüse binmeden önce çinli kıza buz bulmak için koşturuyorduk en son.sonrasında otobüslere binip gezi olayina devam ettik haliyle.

HİTA diye bi yere gittik.Gayet şirin bi köy\kasaba karışımı bir yer.Turizler için birsürü eksantirik şeyler var.100 yıllık mı ne sake fabrikası vardı bir tane.Orada hem fabrikayı geziyorsun(farbrika dediysem de böyle küçük bi işletme yani, büyük değil) hem de fabrikada üretilen sakelerden tadıyorsun.nihonshuu idi bu sake denilen şey yanılmıyorsam.pirinç rakısı yani.Hem sıcak hem soğuk içilebiliniyor ama sıcağı çok kötü, hem sıcak içki mi olur? güzel değil hiç.soğuk versiyonu daha iyi.

Sonrasında en favori yerim BEPPU ya gittik.önceki postta dediğim gibi bu OITA'nın altı cayır cayır kaynıyor.Volkanik hareketler, sıcak sular gırla.Bu Beppuda da sıcak yeraltı sularının yüzeye çıktığı yer olmakta.Gayzerler var.Gittiğimiz yerde de gayzerin olduğu bi alana girdik.bi kaç yerden geçince bir açıklığa çıktık ve gayzerin zaman zaman patladığı bi mekana geldik.Sonrasinda anons yaptılar, "10 dakika içinde gazyerin patlaması bekleniyor siper alın!" diye.herkes foto makinalari elinde heyecanla bekliyor gayzerin patlamasini, netekim dedikleri gbi 10 dakika sonra fışkırmaya başladı su.güzel bir sıcak su dumanı eşliğinde bir 10 dakka boyunca fışkırdı sonrasında durdu aniden.Enterasandı gayet.

Sonra cehennem denilen bir yer vardı bu gayzer mekanının civarlarında.Oraya gittik.bu mekanda küçük bir sıcak su gölü var.Yeraltı suyundaki demir oranı yüksek olduğundan suyu rengi kırmızı ve kaynıyor.Göl kaynıyor yani bi nevi.Foto moto rerorero derken ordan da ayrılıp şimdi adını unuttuğum bir köye gittik.Gittiğimiz zaman köyde japon bebek festivali varmiş.Festival deniliyor ama sergisi esasında.Muhteşem güzel japon bebekleri var sergilerde.sonra bi serbest bi zaman kalmıştı bir dükkana girdik arkadaşla.Normal hediyelik eşya dükkanı amma velakin dükkanın sahibinin 100-150 küsür yıllık ningyo (japon bebeği) koleksiyonu varmiş.dükkanın arkasında bi odada o bebekleri sergiliyor.Onlarda gayet iyiydi.Dükkan sahibi kadının anlattığına göre bu bebekler dededen toruna geçecek şekilde oluyormuş.Yani dede bi bebek yapiyor\yaptırıyor sonra toruna veriyor, Babaanne bebek yapiyor\yaptırıyor toruna veriyor sonra torun kendi torununa bebek yapiyor\yaptiriyor veriyor falan.o şekilde bebekler artarak sonraki nesile geçiyor.ilginç.

sonrasında böylece gezi bitmiş oldu.Genel olarak çok güzeldi.Organizasyon süperdi.Hocalar nerede ne var önceden çalışmışlar ve tarihi de ona göre ayarladıklarından dolayı görülecek birsürü şey vardi.Ama işte kötü olan yemeklerdi bi tek.Japanese style otel de fena degildi.Tabi ki fiyatlar inanilmaz ucuzdu.Yani düşününüz ki, japanese style oteller (ryokan) diğer batı tarz otellere gore daha pahalı olurlar ve bu bizim kaldığımız otelin geceliği yaklaşık 8000-9000 yen civarı imiş.Ama biz bütün geziye(yemek yolculuk ve kalcak yer dahil) 5000 yen verdik.Yani burdan bütün japonca hocalarının, ve üstdüzey kumadai yöneticilerinin ellerinden
öpmek istiyorum.

Resimler ekledim.Bakınız.




Gayzer Patlamadan Hemen Önce



Gayzer Mekanı



Gayzerin Patlama Anı



Beppudaki Cehennem olayı.Ne kadar uğraştıysam da yoğun dumandan tam gölün rengini alamadım.Kırmızılık anca bu fotoda belli oluyor.